E-Ticaret’te pazarlamak mı yoksa pazarlanmak mı?

E-Ticaret hepimizin aşina olduğu bir kavram artık. Muhakkak ki herkesin bir fikri yorumu mevcut. Lakin atlanılan tek şey klasiklerin yerini yenilikçi bakış açıları artık tabiri caiz ise yiyor. İnsanlar bunu bile bile neden hâlâ e-ticarette zorlayıcı dikte edici çalışmalar sürüyor bunu da anlamış değil pazarlama guruları. İnsanların evlerinden alışveriş yapabilecekleri gerçekleri ile yola çıkan yazılımcılar ve fikir adamlarının ürettiği projeler olan e-ticaret projeleri o kadar kapsam değişti ki artık tanımak çok zor!
Şöyle biraz analiz edecek olur isek; e-ticaretini pazarlamak yerine artık e-ticarette pazarlanmak daha da revaçta. Ne mi kastediyoruz. Şimdi detayları geliyor;
Bir proje çıkardınız.
Projenize çok ama çok güveniyorsunuz.
Rakiplerinizle kafa kafaya değil rakiplerinizden bir adım önde bir fiyat politikanız var.
Klasik yöntemler ile radyo, TV gibi araçlarla destekleyip yolunuzu açmak pazar payınızı başlatıp arttırmak istiyorsunuz.
Durun durun çok klasik oldu değil mi? 🙂 Zaten bunları yapan yani Amerika kıtasını keşfeden ilk siz değilsiniz. Kalabalıklardan kaçın. Sadece siz olun. Hedefiniz uçuk rakamlar değil; elle tutulabilir gözle görülebilir ve sonucun size yakın olacağı kısa vadeli hedefler koymaktan çekinmeyin. Tam bu noktadan sonra yaptığınız çalışmalar artık sizin pazarlamanızı gerektirmez. İstediğimiz nokta olan “Pazarlanmak” dediğimiz viral etkiler yaratırsınız ve bireyler, sosyal platformlar aracılığı ile sizin pazarlamanızı zaten gerçekleştirir. Peki bunu yapmak bu kadar zor mudur?
Gerçekten zordur! Zoru başardığınız sırada ulaşacağınız sonuçların e-ticarette sizi nerelere götüreceğinize inanamayacaksınız! Şimdi aslında sıradan değil daha yenilikçi neler yapılabilir bunu konuşmak için tam da yeri.
- Özgün olun,
- Özgün olurken her anlamda özgün olun logonuzdan; arka planınıza kadar özgün olun,
- Bir ürün satıyorsanız ya da bir hizmet pazarlıyorsanız onu tanımlayan şeyler asla ve asla resmi olmasın kullanıcı kendini görmek ister o üründe gülmek, gülümsemek akabinde almak için can atar kendince,
- Sitenizdeki renk seçimlerinizde “Beymen” gibi olun; “Beymen”‘i taklit eden moda anlayışı ile yola çıkmayın,
- İnsanları kandırmak yerine onlardan gelen talepler ile kampanyaları oluşturun! Unutmayın ki tüketici çok zeki ve bir tık kadar uzağındaki tüm platformlarda emsallerinizin fiyatlarını satır satır size ulaştırabilir!
- Pazarlanmaksa amaç; hediyeleri vermekten çekinmeyin. Verirken de promosyon demeyin bunun adına. Şayet promosyon derseniz e-Ticaret’te her zaman arkadan takip eden olursunuz!
- Sosyal sorumluluk projelerine destek verin. Verdiğiniz her destek marka kalitenizi ve bilinirliğinizi adım adım değil kat kat yükseltecektir.
- İnsanlara sizi konuşmaları için ortam hazırlayın. Bunu sosyal mecralarda başarın.
- Yapılan olumsuz yorumları silmeyin; altına devam ederek olumsuzluklarla ne kadar kurumsal çözüm sağladığınızı izleyicilerinize anlatın.
- Bütçe harcamaktan korkmayın; bütçesiz e-Ticaret, kabuksuz kaplumbağa gibidir tüm risklere açık korunmasız geleceksiz.
Tam’da bunları yaptıktan sonra artık marka olarak bir adım öndesiniz insanlar sizi zaten pazarlayacaktır sizin artık pazarlama çalışması olarak yapacağınız tek şey; sıkı sıkı kullanıcılarınızı elinizde tutmak ve her an onun için güzel şeyler ispatlamak olacaktır.